21 Şubat 2012 Salı

KELEBEK ETKİSİ



Bir sonraki hayat diye bir şey varsa gerçekten eğer, ben bir kelebek olmak isterdim herhalde bir sonraki hayatımda. Bence dünya üzerindeki en özel yaratıklardan biri kelebekler...  Çok narinler, çok güzeller ve çok farklı bir hayat döngüleri var. Hayata minik bir tırtıl olarak başlayıp yeterli olgunluğa erişince kendine ipeklerden kocaman bir koza örüp içine giren ve hayatının en uzun ve önemli günlerini bu kozada kendini bambaşka biri yapmak için geçiren kelebek ne yapar kozasındayken de oradan çıkınca tanınmayacak derecede değişerek hayata bambaşka biri olarak başlar sonra? Kısacık hayatı var kelebeğin diyenlere sorarım, hanginiz öyle kısa bir hayata onca farklılaşmayı ve gelişimi sığdırırsınız ki?
Kozada geçen bir koca hafta boyunca ne olacağına karar verir kelebek, kanatlarında hangi renkleri hangi desenleri taşıyacağına, çıkınca nasıl birisi olmak istediğine... Sonra zamanı gelince kemirerek kırar kozasını ve bence dünya üstündeki en güzel dansı yaparak süzülür neşeyle kırlarda... Kanatlarını özgürce çırpar. Yaşam döngüsünün son aşamasında artık kendini bulmuş mutlu biridir. Uçuşu bile yavaştır, aceleye getirmeden dans ede ede oradan oraya gezinir, birkaç gün sonra terkedeceği dünyada kalan hayatının tadını çıkarır.  
Nereden aklıma geldi bilmiyorum, bir kelebeği yazmak istedim bugün. Aslında sanırım en sevdiğim hayvan kelebek küçüklüğümden beri... Beslediğim ipek böcekleri, anneannemin bahçesinde peşinden zıplayarak koştuğum renkli şahane kelebekler, kelebek şeklinde kolyelerim, küpelerim, kızımın odasındaki kelebek konsepti hep bunun işareti sanırım... Huzur ve neşe veren şirin kelebekler... Herkese lazım bir kelebek etkisi... Biraz başkalaşım ve değişim... Herkese lazım rengarek desenli bir çift özgür kanat...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder